Edit

MAYS Hukuk &Danışmanlık İstanbul’da hem Anadolu yakasında hem de Avrupa yakasında siz değerli müvekkillerimize hizmet vermektedir.

Alkollü, Uykusuz ve Kaçak Sürücülerde Sorumluluk: Rücu Davaları, Kusur Tespiti ve Ceza Dosyalarının Etkisi

  Alkollü, uykusuz veya kaçak sürücünün karıştığı bir trafik kazasında kim ne kadar sorumludur?
Sigorta şirketi yaptığı ödemeyi sürücüye geri isteyebilir mi? Ceza davası ile hukuk (tazminat) davası birbirini nasıl etkiler?
Bu yazıda, uygulamada en çok merak edilen soruları, mevzuat çerçevesinde ve pratik örneklerle açıklıyoruz. Bu yazıda neler bulacaksınız?

 

1. Genel Hukuki Çerçeve: Neden Alkollü–Uykusuz–Kaçak Sürücüler Ayrı Ele Alınır?

Trafik kazalarında sorumluluk değerlendirilirken, kazaya karışan sürücünün alkollü olması,
uykusuz veya aşırı yorgun olması ya da kaçak sürücü olarak sayılabilecek şekilde
ehliyetsiz, ruhsatsız veya sigortasız araç kullanması büyük önem taşır. Bu haller, sadece cezai yaptırım
doğurmakla kalmaz; aynı zamanda tazminat sorumluluğunu ve sigorta şirketinin rücu hakkını doğrudan etkiler.

Türk Borçlar Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu ve Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartları birlikte değerlendirildiğinde;
bir sürücünün trafik kurallarını ağır şekilde ihlal etmesi, çoğu durumda ağır kusur veya
kasten tehlikeye sebebiyet olarak kabul edilir. Bu durum, mağdurun tazminat hakkını korurken,
sigorta şirketine de belirli şartlar altında rücu davası açma imkânı verir.

2. Alkollü Sürücülerde Sorumluluk: Promil Değerlerinin Önemi

Alkollü sürücü kazaları, uygulamada en sık karşılaşılan uyuşmazlıklardan biridir. Burada iki temel boyut vardır:

  • Ceza hukuku boyutu: Alkollü araç kullanmak başlı başına kabahat veya suç oluşturur.
  • Hukuk (tazminat) boyutu: Kazaya sebep olan alkollü sürücü, kusurlu kabul edilir ve
    zararın tazmininden birinci derecede sorumlu hale gelir.

Uygulamada, belirli promil değerlerinin üzerinde alkollü olan sürücülerin tam kusurlu kabul edildiği
durumlar oldukça yaygındır. Özellikle şehir içi trafiğinde yüksek promil değerleri, sürücünün sadece basit ihmalinden
öte, ağır kusur veya bilinçli taksir değerlendirmesine yol açabilmektedir. Bu da hem
ceza davasında verilen hükmü hem de hukuk davasında tazminatın kapsamını etkiler.

Zorunlu trafik sigortası, mağdurun zararını öncelikle karşılar; ancak sigorta şirketi, poliçe genel şartlarında sayılan
hallerden biri mevcutsa (örneğin, sürücünün alkollü olması, uyuşturucu madde etkisi altında olması gibi),
ödediği tazminatı kusurlu sürücüye rücu davası ile geri talep edebilir.

Alkollü sürücü, kazada tamamen kusursuz olduğunu iddia etse bile; yüksek promil, hız, şerit ihlali, kırmızı ışık
ihlali gibi unsurlar birlikte değerlendirildiğinde çoğu zaman lehe bir sonuç çıkarmak oldukça zordur.
Bu nedenle, kaza sonrası aşamada delillerin eksiksiz toplanması ve hukuki sürecin uzman desteğiyle yürütülmesi kritik önemdedir.

3. Uykusuz ve Yorgun Sürücüler: “Direksiyonda Uyuma” Kusuru

Her ne kadar alkol kadar çok konuşulmasa da, uykusuz veya aşırı yorgun şekilde araç kullanmak da
ciddi bir kusur sebebidir. Özellikle uzun yol, gece yolculukları ve şoförlük mesleğiyle uğraşan kişiler açısından,
direksiyon başında uyuma şeklinde ortaya çıkan kazalar sıkça görülür.

Uygulamada, uykusuzluk nedeniyle şeritten çıkma, karşı şeride geçme, arkadan çarpma gibi kazalarda,
sürücü çoğunlukla tam kusurlu veya ağır kusurlu kabul edilir. Bu durum:

  • Mağdurun tazminat hakkını güçlendirir,
  • Sigorta şirketinin, sürücüye karşı rücu davası açma ihtimalini artırabilir,
  • Ceza davasında, bilinçli taksir veya olası kasıt tartışmalarına yol açabilir.

Uykusuzluk her zaman somut bir testle ölçülebildiği için değil, olay yeri tespit tutanağı, tanık beyanları,
kamera kayıtları ve uzman bilirkişi raporları
ile ortaya konulur. Bu nedenle kusur tespiti aşamasında
delillerin eksiksiz incelenmesi büyük önem taşır.

4. Kaçak Sürücüler: Ehliyetsiz, Ruhsatsız veya Sigortasız Araç Kullanımı

Halk arasında “kaçak sürücü” ifadesi, çoğu zaman aşağıdaki durumlardan biri için kullanılır:

  • Ehliyetsiz sürücü: Hiç ehliyeti olmayan veya ehliyetine el konulmuş kişi.
  • Ruhsatsız araç: Trafiğe çıkma izni olmayan, gerekli kayıtları yapılmamış araç.
  • Sigortasız araç: Zorunlu trafik sigortası bulunmayan araç.

Bu hallerin tamamı, hem idari yaptırım hem de tazminat sorumluluğu açısından
önemli sonuçlar doğurur. Zorunlu trafik sigortası olmayan bir araç, kazaya karıştığında mağdurun zararı
öncelikle Güvence Hesabı üzerinden karşılanabilir; ancak sonrasında asıl sorumlulara rücu edilir.

Ehliyetsiz veya ruhsatsız araç kullanan kişi, kural olarak ağır kusurlu sayılır ve bu, hem
ceza davasındaki hükmü hem de tazminat davasındaki kusur oranını artırabilir. Yine sigorta şirketleri, ilgili
genel şartlar çerçevesinde, bu tür ihlallerde sürücüye veya araç sahibine karşı rücu davası açma yoluna gidebilir.

5. Rücu Davaları: Sigorta Şirketi Ne Zaman Geri Ödeme İsteyebilir?

Rücu davası, sigorta şirketinin mağdurun zararını ödedikten sonra, belirli şartlar dahilinde,
bu zarara sebep olan kişilere dönüp ödediği miktarı geri istemesi anlamına gelir. Alkollü, uykusuz
veya kaçak sürücülerin bulunduğu kazalarda rücu davası sıkça gündeme gelir.

Genel hatlarıyla sigorta şirketinin rücu edebildiği durumlar şunlardır:

  • Sürücünün alkollü veya uyuşturucu etkisi altında araç kullanması,
  • Sürücünün ehliyetsiz olması veya ehliyetine el konulmuş olması,
  • Aracın sigortasız veya ruhsatsız şekilde kullanılması,
  • Sürücünün kasten veya ağır kusurlu şekilde kazaya sebep olması.

Bu hallerde, mağdurun tazminatı öncelikle ödenir; ancak sonrasında sigorta şirketi, poliçe ve genel şartlara dayanarak
sürücüye ve bazı durumlarda araç sahibine karşı ayrı bir rücu davası açabilir. Bu davalarda:

Rücu davasında ispat yükü çoğunlukla sigorta şirketindedir. Şirket, alkollü olma, ehliyetsizlik, ağır kusur gibi
rücu sebebini oluşturacak vakıaları delilleriyle birlikte ortaya koymak zorundadır.

6. Kusur Tespiti: Hangi Deliller Esas Alınır?

Alkollü–uykusuz–kaçak sürücülerin karıştığı kazalarda kusur tespiti, hem tazminat sorumluluğu hem de sigorta şirketinin
rücu hakkı açısından kritik öneme sahiptir. Kusur, çoğunlukla aşağıdaki delillerle belirlenir:

  • Olay yeri trafik kazası tespit tutanağı
  • Alkol raporu ve sağlık raporları
  • Tanık ifadeleri
  • Güvenlik kamerası ve araç kamerası kayıtları
  • Bilirkişi incelemeleri ve teknik raporlar
  • Ceza dosyasındaki ifadeler ve mahkeme kararları

Kusur oranı belirlenirken, sadece alkol veya uykusuzluk değil; hız, şerit ihlali, takip mesafesi, yol ve hava koşulları gibi
pek çok faktör bir arada değerlendirilir. Bu da her olay için ayrı bir teknik analiz yapılmasını zorunlu kılar.

7. Ceza Dosyası ile Hukuk Dosyasının Etkileşimi

Aynı trafik kazası nedeniyle hem ceza davası hem de hukuk (tazminat) davası açılması oldukça sık görülür.
Bu noktada, “Ceza mahkemesinin kararı hukuk mahkemesini bağlar mı?” sorusu gündeme gelir.

Genel olarak, ceza mahkemesinin:

  • Failin kim olduğu,
  • Fiilin işlenip işlenmediği,
  • Fiilin hukuka aykırılığı

gibi hususlarda verdiği karar, hukuk mahkemesi açısından bağlayıcı nitelik taşır. Ancak
kusur oranının yüzdesel olarak belirlenmesi ve tazminat hesabının detayları, çoğu zaman
hukuk mahkemesinin kendi bilirkişileriyle yeniden değerlendirdiği konulardır.

Uygulamada, ceza dosyasında yer alan alkol raporları, tanık ifadeleri ve bilirkişi raporları, tazminat davasında da
önemli dayanak oluşturur. Bu nedenle, ceza dosyasının eksiksiz ve doğru yürütülmesi, hukuk davasının sonucunu dolaylı olarak etkiler.

8. Sık Sorulan Sorular

8.1. Alkollü sürücünün karıştığı kazada mağdurum, tazminat alamaz mıyım?

Hayır. Mağdurun tazminat hakkı, kural olarak korunur. Zorunlu trafik sigortası, mağdurun maddi ve belirli şartlarda
manevi zararlarını karşılayabilir. Sigorta şirketi, ödemesini yaptıktan sonra alkollü sürücüye rücu etme hakkını kullanabilir.
Yani rücu davası, çoğu zaman mağdurun değil, sigorta şirketi ile sürücünün kendi arasında yaşanan bir uyuşmazlıktır.

8.2. Uykusuzluk nedeniyle şeritten çıkıp kaza yaptım, sigorta şirketi benden para ister mi?

Bu sorunun cevabı somut olayın şartlarına göre değişir. Basit ihmal ile ağır kusur ayrımı, hız, yol şartları,
daha önceki uyarılar, işveren–işçi ilişkisi gibi pek çok faktörle birlikte değerlendirilir. Ancak uykusuz şekilde
araç kullanmanın, özellikle profesyonel sürücüler için, ağır kusur kabul edilebileceği unutulmamalıdır.

8.3. Sigortasız araçla kaza yaptım, zararı kim ödeyecek?

Zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların karıştığı kazalarda mağdurun zararı belirli şartlarda
Güvence Hesabı tarafından karşılanabilir. Ancak sonrasında, araç sahibi ve sürücü
bu ödemeden dolayı sorumlu tutulabilir ve kendilerine rücu davası açılabilir. Bu nedenle sigortasız araç kullanmak,
ciddi bir maddi risk barındırır.

8.4. Ceza davasındaki beraat, tazminat davasında da sorumluluk olmadığı anlamına gelir mi?

Her zaman değil. Ceza hukukundaki ispat ölçüsü ile hukuk davalarındaki ispat ölçüsü aynı değildir. Ceza davasında
beraat eden bir sürücünün, hukuk davasında belirli ölçüde kusurlu sayılması mümkündür. Bu nedenle, dosyaların ayrı
kulvarlarda yürüdüğünü ve her iki sürecin de özenle takip edilmesi gerektiğini unutmamak gerekir.

Sonuç olarak; alkollü, uykusuz veya kaçak sürücülerin karıştığı kazalarda hem ceza hukuku hem de
özel hukuk (tazminat hukuku) alanında karmaşık bir süreç işler. Rücu davaları, kusur tespiti ve
ceza dosyası–hukuk dosyası etkileşimi, her olayda ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken teknik konulardır.
Bu nedenle böyle bir durumda, hak kaybına uğramamak için sürecin uzman bir hukukçu rehberliğinde yürütülmesi önemlidir.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir